muhasebe
muhasebe dersleri

İŞLETMENİN HUKUKİ SORUMLULUKLARI

4.3. Borçların İfası: Alacaklının borçludan, borç ilişkisine dayanarak talep ettiği edimin, borçlu tarafından yerine getirilmesine borcun ifası denir. Haksız fiil ile arabanıza çarpan kişinin tamir masraflarını gidermesi veya arabayı onarması, haksız fiilden doğan bir borcun ifası demektir. Tarafların ifası borcun konusu ile aynı olmalıdır. Borçlunun borcunu bizzat ifa etmek zorunluluğu yoktur. Eğer, borçlunun borcunun bizzat ifa etmesinde alacaklının çıkarı varsa, borçlu edimini bizzat ifa etmek zorundadır. Ayrıca borçlu, borç ilişkisine göre borcunu sözleşmede belirlenen yer ve zamanda ifa etmelidir. Borcun ifa edilmesi ile borç sona erer.

İfa İle İlgili Kurallar:

REKLAM

- Borçların Yerine Getirilme Yeri Borcun ifa edileceği yer, borç ilişkisini doğuran sözleşmede belirtilmişse borçlu, borcunu belirtilen yerde yerine getirilmelidir. Belirtilmemişse para borçları alacaklının ikametgâhında ödenir, bir eşyanın ya da malın teslimi borcu o eşyanın veya malın bulunduğu yerde yapılır. Bir şey yapmak ya da yapmamak şeklindeki borçlar ise borçlunun ikametgâhında yerine getirilir.

- Borçların Yerine Getirilme Zamanı Borcun ödenme zamanına vade denir. Borcun ödenme zamanı, sözleşmede belirtilir. Eğer belirtilmemişse ve işin mahiyetinden borcun ödenme zamanı anlaşılamıyorsa alacaklı tarafından talep edildiği anda ödenmesi gerekir. Vadesi gelmiş borçlara muaccel borç, gelmemiş borçlara müeccel borç denir. Borç ödeme günü tatile rastlamışsa bir sonraki iş günü ödenmesi gerekir.

İfa Etmemenin Sonuçları:

- Kusurlu İmkânsızlık Borçlu borcunu ödemek istese bile kendi kusurlarından dolayı ödemesi mümkün olmayabilir. Buna kusurlu imkânsızlık denir. Örneğin emanet aldığı kemanı dikkatsiz davranarak kıran ya da başkasına satıp teslim eden kişi sahibine iade edemeyecektir. Bu durumda hem kemanın bedelini hem de sahibinin kemandan mahrum kalmasından doğabilecek diğer zararları (kemanla vereceği müzik dersini verememişse ders ücreti kazancından mahrum kalmıştır) ödemelidir.
- Kusursuz imkânsızlık Borçlunun, elinde olmayan sebeplerle kendi kusuruna dayanmayan olağanüstü olaylarla borcunu ödeme imkânının ortadan kalkmasıdır. Örneğin terzinin hastalanıp çalışamaz hale geldiğinde sipariş edilen elbiseyi dikememiştir. Elbisenin dikimi için ücret almışsa, bu ücret ile aldığı kumaş ve diğer malzemeleri iade eder.
- Borçlunun Temerrüdü Borçlunun hiçbir haklı sebebi yokken borcunu ödememesi borçlunun ödememede direnmesidir. Param yok, malım yok demek haklı sebep değildir. Borçlu temerrüde düşerse, para borçlarına ayrıca faiz öder. Alacaklı uğradığı zararlar için tazminat isteyebileceği gibi borç ilişkisini doğuran sözleşmeyi feshedebilir.

4.4. Borçların Sona Ermesi: Hem borcun hem de borcu doğuran hukuki ilişkinin sona ermesine borcun sona ermesi denir. Fakat, bazı borç ilişkileri birden çok borcu içerebilir. Bu durumda bütün borçlar yerine getirilmedikçe boçr ilişkisi son bulmaz. Borçlar şu şekillerde sona erer:

İfa: Borç, vadesi geldiğinde ödenir ya da yapılması gereken davranış yapılır ve borç sona erer.
İbra: Alacaklı, borçludan hiçbir alacağının olmadığımı, alacağından vazgeçtğini beyan ederek borcu sona erdirir. İbranın yazılı olması kanıtlanması açısından önemlidir.
Tecdit (Yenileme): Alacaklı ile borçlunun eski borcu ortadan kaldırarak onun yerine yeni bir borç tesis etmeleridir. Eski borç bu durumda sona erer. Alacaklının hakkı, yeni tesis edilen borç ile güvence altına alınır.
Takas: Birbirine benzer, vadesi gelmiş olan iki borcun karşılıklı olarak sona erdirilmesine takas denir.
Kusursuz İmkansızlık: Borçlunun alacaklıya yapacağı edimin, borçlunun kusuru olmadan onun iradesi dışında imkansız hale gelmesi de borcu sona erdirir.
Zaman Aşımı: Alacağın vadesi gelmiş sonra da uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen istenmemiş ve takibinden vazgeçilmiş olmasıdır. Zaman aşımı borcun istenebilir hale geldiği günden itibaren işlemeye başlar. Borçluya karşı talepte bulunulmuşsa (dava açılmışsa ya da icraya başvurulmuşsa) zaman aşımı kesilir ve yeni bir zaman aşımı süresi işlemye başlar.

5. Ticaret Hukuku: Ticaret hukuku, kişiler (gerçek ve tüzel) arasındaki ticari ilişkileri düzenleyen kuralların tümüne denir. İlk ticaret kanunumuz 1926 yılında yürürlüğe girmiştir. Karma sistemi benimseyen bu kanun tacirlerin ilişkilerini ve ticari işlemleri birlikte ele almıştır. Bu kanun, hem kendi içinde hem de diğer kanunlarla uyumlu olmaması nedeniyle yürürlükten kaldırılıp, yerine günümüzde yürürlükte bulunan kanun 1956 yılında kabul edilmiştir. Ticaret hukukunun temeli, ticari işletmelerdir. Bu nedenle Türk Ticaret Kanunu’nun uygulama alanı, ticari işletmelerde gerçekleştirilen ticari işlerdir.

sayfa 3

<<<<< önceki sayfa

İşletme

hesap planı
Ayrıntılı Hesap Planı
2022 pratik bilgiler
2024 Pratik Bilgiler
muhasebe video eğitimi
Muhasebe Video Eğitimi
muhasebe haberleri
Güncel Haberler
REKLAM

muhasebe soruları
Muhasebe Soruları
muhasebe öğretmeni
Muhasebe Öğretmeni
enflasyon oranları
Enflasyon Oranları
kdv hesaplama
KDV Hesaplama