10. Verginin Tahakkuku: Tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi aşamasına gelmesine verginin tahakkuku denir. Tebliğ işlemi ile mükellef idarece yapılan tarh işleminden haberdar olmaktadır. Bu işlem her zaman doğru olmayabilir. Vergi miktarında, mükellefin kişiliğinde, muaflık ya da istisnada bazı hatalar yapılmış olabilir. Mükellef vergi borcunu yatırmadan önce bu hataları düzelttirmek isteyebilir. Uzlaşma yoluna da başvurabilir. Mükellefe bu yollar tanınıyorsa, sonuç alınıncaya kadar vergi tahakkuk etmiş sayılmaz. Dava açılması durumunda tahsil işlemleri durdurulur.
Dava açma süresinde dava açılmamışsa tahakkuk mahkemenin vereceği karara kadar ertelenir. Yürütmeyi durdurma kararı alınmadığı sürece vergi itiraz ve temyiz yoluna gidilmeden önce tahakkuk etmiştir. Yani tahsil edilebilir hale gelmiş, ancak kesinleşmemiştir. İtiraz ve temyiz aşamalarında da mükellef haklılığını kanıtlayabilir. Bu takdirde yeniden tarhiyata girişilecektir. Fazla alınan vergi söz konusu ise iade edilecektir. Vergi bu aşamada kesinleşmiş sayılır. Uzlaşma yoluna gidildiğinde vergi hem tahakkuk edilmiş hem de kesinleşmiş olmaktadır.
11. Verginin Ödenmesi: Vergi olayında alacaklı durumunda olan devlet ve borçlu durumunda olan mükellefler vardır. Verginin ödenmesinde bir taraf ödemede bulunurken bir taraf için ise tahsil söz konusudur. VUK mükellef yönünden olaya bakmaktadır. Dolayısıyla verginin ödenmesi, mükellefin borçlu olduğu vergi miktarını devlete vermesidir. Mükellef ya da onun adına diğer kişilerce yapılacak ödemeler devletin vergi alacağını ortadan kaldırır. Ancak bu ödemelerin VUK’na göre uygun bir biçimde yapılmaları gerekir. Verginin ödenmesi aşağıdaki şekillerde gerçekleştirilir.
- Mükellefçe Ödenmesi: Vergi borcunun ödenmesinde en yaygın usuldür. Mükellef vergi süresi içinde vergi borcunu ilgili vergi dairesine götürüp öder. Vergi elden yatırılabileceği gibi banka şubesi aracılığıyla ya da posta havalesiyle de ödenebilir.
- Kaynakta Kesme (Stopaj): Vergiye tabi bir kazanç ya da irat hak sahiplerine ödenirken, ödemeyi yapanlar bu gelirden kanunda belirtilen orana göre vergi kesip, vergiyi vergi dairesine özel bir beyanname doldurup vererek yatırırlar. Bu usulde formaliteler en aza iner ve vergi daireleri daha az sayıda kişilerle muhatap olurlar. Bu usulün uygulandığı en güzel örnek Gelir Vergisidir. Aynı zamanda bu usul vergi kaçakçılığı8nı da azaltmaktadır. Vergi masraflarının en az olduğu bir yöntemdir.
- Geçici Vergi: Geçici vergi sistemine göre gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı ve kurumlar vergisi mükellefleri cari vergilendirme döneminin gelir ve kurumlar vergilerine mahsup edilmek üzere geçici vergi ödeyeceklerdir. Geçici vergi tutarı, içinde bulunulan yılda verilen yıllık beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinin ticari ve mesleki kazanca isabet eden kısmının %15’i, kurumlar vergisinin ise %20’sidir (Bu oranlar 01.01.2007 dönemi için KVK. md.32, GVK. md.120’de belirtilmiştir.). Geçici verginin beyanı Ocak ayından başlanmak üzere üçer aylık dönemler halinde yılda dört defada yapılır.
- Verginin Mahsubu ve Takası: Ödenmiş bir verginin ödenmemiş bir vergiden indirilmesine verginin mahsubu denir. Gelir vergisinde yıllık beyannamede gösterilen gelire dâhil kazanç ve iratlardan Gelir Vergisi Kanununa göre kesilmiş ya da götürü usulde saptanmış olan kazanç ve ücretler dolayısıyla ödenmiş olan vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edilir. Ayrıca mükelleflerin yabancı ülkelerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinin yabancı ülkelerde elde edilen benzeri kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilir. Verginin takası ise, borçluluğu sona erdiren bir neden olup aynı cinsten olan karşılıklı ve muaccel iki borcu daha küçük olanı oranında sona erdiren bir hukuki işlemdir.
Hukuk basit anlamda toplum hayatını düzenleyen, uygulanması kamu gücüyle desteklenen sosyal kurallar bütünüdür. Vergi hukuku ise vergilerin sağlıklı tahsil edilmesinin kamu gücüyle desteklendiği sosyal kurallardır, şeklinde tanımlanabilir.
Vergi hukuku kendi arasında dörde ayrılmıştır. Vergi usul hukuku, verginin ortaya çıkması ile ilgili kuralları düzenler. Vergi ceza hukuku, verilecek vergi ceza ve oranlarını belirler. Vergi icra hukuku, ödenmesi gecikmiş vergi alacaklarının tahsiline ilişkin kuralları belirler. Uluslararası vergi hukukuysa ülkeler arasındaki vergi uygulamalarını düzenler.
12.1. Vergi Hukukunun Kaynakları: Vergi hukukunun da diğer hukuk dallarında olduğu gibi kaynakları mevcuttur. Bunlar:
- Asli Kaynaklar: Vergi matrah ve oranlarında,mükellefinde yada konusunda kısaca verginin temel unsurlarında değişiklik yapan,kurallar koyan kaynaklardır. Bu kaynaklar 6 tanedir:
- Anayasa: Diğer kaynaklar kesinlikle Anayasa’ya aykırı olamaz.Bu kaynaklar Anayasa’ya aykırı ise iptali mümkündür.(Uluslararası Vergi Anlaşmaları hariç)
- Yasa veya Kanunlar; soyut, genel, daimi ve uyulması zorunlu kurallardır. Anayasa gereğince “vergilerin kanuniliği” ilkesi sonucu yasalarımız vergi hukukunun en temel kaynağını oluşturur.Ülkemizde yasama yetkisi T.B.M.M’ndedir.Ve yasama organınca kanun çıkarılmaksızın vergi salınamaz.
- Bakanlar Kurulu Kararları: Yürütme organı tarafından çıkartılmaktadır. Genellikle memurların atanması ve idari işlerin yürütülmesi için çıkarılsalar da vergi hukuku sahasında da çıkarıldıklarını görmekteyiz.
- İçtihadı Birleştirme Kararları:Vergi ithilaflarının çözümünde Yargıtay ya da Danıştay’ın bir dairesinin vermiş olduğu kararlar ve ya iki ayrı dairenin ayrı ayrı kararları birbirine aykırı ise ,bu kararlar daha yüksek yargı organlarınca incelenerek tek bir karara bağlanır. Bu kararlara İçtihadı Birleştirme Kararları denir. İçtihadı Birleştirme Kararları, verginin aslını etkileyen,mükellef ve vergi dairesince uyulması zorunlu asli, kaynaklardandır.
- Kanun Hükmünde Kararnameler: Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanarak, Cumhurbaşkanı ’nın onayıyla Resmi Gazete’de yayınlanmakla
yürürlüğe giren kararlardır.
- Uluslararası Vergi Anlaşmaları: Bu anlaşmaların genel amacı uluslararası çifte vergilendirmeyi önlemektir.
- Tali Kaynaklar: Verginin matrah veya oranlarını, ya da diğer temel unsurlarını değiştirmeyen, yeni kurallar koymayan, ancak var olan kuralları açıklayan, uygulamacılara yol gösteren kaynaklardır. Bu kaynaklar da 3 tanedir:
- Tüzükler: Kanunların nasıl uygulanacağını gösterirler. Anayasa’mıza göre tüzük çıkarmaya yetkili organ Bakanlar Kurulu’dur. Tüzükler Cumhurbaşkanının imzası ile yürürlüğe girerler. Tüzüklerin kanuna aykırı olup olmadıklarının anlaşılabilmesi için Danıştay’ın incelemesinden geçmeleri gerekir.
- Yönetmelikler: Yönetmelikler de tüzükler gibi genel, soyut ve kişisel olmayan kuralları içeren hukuki tasarruflardır.Yönetmelikler ya Bakanlar Kurulu ya da herhangi bir bakanlık tarafından çıkarılan, kanun ve tüzüklerin hükümlerini açıklayıcı kaynaklardır.Bunları tüzüklerden ayıran en önemli nokta, Danıştay’ın incelemesinden geçmemeleridir.
- Tebliğ ve İzahlar: Vergi memurlarının aydınlatılması amacıyla Maliye Bakanlığı’nca çıkartılırlar.Tebliğler ne vergi mükelleflerini ne de o konuda bir ithilaf çıktığında yargı organlarını bağlar.
sayfa 4
<<<<< önceki sayfa