Verginin Tanımı: Vergi, kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla, kişilerden ve kuruluşlardan kanun yoluyla toplanan paralardır. Vergi, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının, kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamak üzere kişilerden zorla aldıkları paralardır.
Vergilerin Sınıflandırılması: Vergiler konularına, mükelleflerin şahsi durumlarına, tarife şekline ve yansıma durumuna göre sınıflandırılır. En yaygın olarak kullanılan sınıflandırma şekilleri şöyledir:
1. Dolaylı ve Dolaysız Vergiler: Mükellef kendi vergisini ödüyorsa ve bu vergi yükü başkalarına devredilmiyorsa bu vergi dolaysız vergi olarak adlandırılır. Emlak Vergisi ve Gelir Vergisi bu tür vergilere en güzel örneklerdir. Tahsil durumu açısından, eğer bir vergi belirli dönemlerde ilgili mükellef adına tarh ve tahsil ediliyorsa dolaysız vergidir. Örneğin, Kurumlar Vergisi. Bir mükellefin vergisi başkalarına devrediliyorsa, mükellef vergisini kendisi ödemiyorsa devredilen vergi dolaylı vergi olarak adlandırılır. Örneğin Katma Değer Vergisi. Vergi belirli olmayan zamanlarda ve mükellefe bağlı olmaksızın tarh, tahakkuk ve tahsil ediliyorsa dolaylı yapıdadır.
Dolaylı ve dolaysız vergi ayırımında ölçü vergilerin yansıma durumu ve tahsil durumudur. Piyasanın yapısı, mal ve hizmetlerin arz ve talep durumları, ekonomik koşullar verginin yansımasını etkiler. Daha önce yansıyan bir vergi ekonomik durumların değişmesine göre daha sonra yansımayabilir. Verginin tahakkuk ve tahsil şekli, verginin alınma süresi ve vergi konusunun düzenli ve sürekli olma durumunu belirlemektedir.
Türk Vergi sistemi içerisinde yer alan vasıtasız vergiler şunlardır:
- Gelir Vergisi
- Kurumlar Vergisi
- Emlak Vergisi
- Veraset ve İntikal Vergisi
- Motorlu Taşıtlar Vergisi
Vasıtalı vergiler:
Mal ve hizmetlerden alınan vergiler
- Dâhilde Alınan Katma Değer Vergisi
- Ek Vergi
- Taşıt Alım Vergisi
- Akaryakıt Tüketim Vergisi
- Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi
- Damga Vergisi
- Harçlar
Dış Ticaretten Alınan Vergiler
- Gümrük Vergisi
- Akaryakıt Gümrük Vergisi
- Tek ve Maktu Vergi
Bir verginin dolaylı ya da dolaysız olduğunu anlayabilmek için şu ölçülere bakmak yeterlidir.
- Genel fiyat seviyesini etkileyen vergiler dolaylı vergi, genel fiyat seviyesini etkilemeyen vergiler ise dolaysız vergilerdir.
- Nispi fiyatları değiştiren vergiler dolaylı vergi, değiştirmeyen vergiler ise dolaysız vergilerdir.
- Yükü başkalarına aktarılan vergiler dolaylı vergi, verginin konulduğu kişi ya da kurumlar tarafından ödenen vergiler dolaysız vergilerdir.
- Gelirlerin harcanması işlemlerini vergilendiren vergiler dolaylı vergi, gelirlerin elde edilmesine ilişkin işlemleri vergilendiren vergiler ise dolaysız vergilerdir.
2. Spesifik-Ad Valorem Vergiler: Vergi borcunun hesaplanma biçimine dayanan bir ayırımdır. Vergi borcunun ağırlık, hacim, uzunluk gibi ölçüler üzerinden hesaplanarak belirlendiği vergiler spesifik vergilerdir. Resim ve harçlar spesifik vergilere en güzel örnektir. Matrah değerleri üzerinden hesaplanan vergiler ise ad valorem vergilerdir. Bu vergilere örnek olarak Katma Değer Vergisi verilebilir. Fiyat değişmelerinde, konulan verginin nisbi ağırlığının sürekli değişmesi, spesifik vergilerin fiyat hareketlerini izlemede yetersiz kalması ve spesifik tarifelerin gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi gibi belli vergi türlerine uygulama imkanının olmaması nedeniyle günümüzde spesifik tarifelerin uygulandığı vergilerin sayısı oldukça azalmıştır.
3. Şahsi Vergiler - Gayrişahsi Vergiler: Mükellefin kişisel durumunu, ailevi durumunu dikkate alan diğer bir ifade ile kişinin evli ya da bekar oluşunu, çocuklarının bulunup bulunmamasını, sakatlık halini ve buna benzer durumları dikkate alan ve artan oranlı olan vergiler şahsi vergiler, bunları dikkate almayan ve eşit oranlı tarifeye göre alınan vergiler ise gayri şahsi vergilerdir. Şahsi Vergilere örnek olarak Veraset ve İntikal Vergisi verilirken, gayri şahsi vergilere ise Emlak Vergisi verilebilir.
4. Gelir - Servet - Harcama Üzerinden Alınan Vergiler: Günümüzde en çok kullanılan ayırımlardan birisi de vergi matrahının niteliğine göre yapılan ayrımdır. Bu ayırıma göre, verginin matrahını gelirin oluşturması gelir üzerinden alınan vergileri, vergi matrahının servetin oluşturması servet üzerinden alınan vergileri, verginin matrahını harcamaların oluşturması ise harcamalar üzerinden alınan vergileri ortaya çıkarmaktadır. Gelir üzerinden alınan vergilere gelir ve kurumlar vergisi, servet üzerinden alınan vergilere emlak, motorlu taşıtlar, veraset ve intikal vergisi, harcamalar üzerinden alınan vergilere ise mal ve hizmetler üzerinden alınan katma değer vergisi örnek olarak verilebilir.
Verginin Tarafları: Vergilemede iki taraf bulunur. Bunlardan birisi verginin borçlusu iken diğeri ise verginin alacaklısıdır. Verginin alacaklısı, vergilendirme yetkisine sahip olan devlettir. Devlet vergilendirme yetkisini bazı kamu kuruluşlarına da devredebilir. Vergilendirme yetkisi devletçe yerel yönetimlere, bağımsız kamu kuruluşlarına ve merkezi yönetimlere tanınsa bile vergi alacaklısı yine de devlettir.
Verginin borçlusu vergiyi ödemekle yükümlü olan mükellef ve sorumlu kişilerdir. Mükellef (yükümlü), VUK'ya göre "vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişidir" (Madde 8/1) Mükellefin en önemli unsuru vergi borcunu ödemesidir. Buna maddi mükellefiyet de denir. Bunun yanında mükellefin defter tutmak, onaylatmak, işe başlamayı ve bırakmayı bildirme, beyanname verme, defter ve belgeleri saklama ve gerektiğinde gösterme gibi ödevleri vardır. Bu tür mükellefiyet de biçimsel mükellefiyet olarak adlandırılır. Mükellefi hem vergi borcunu ödeyen hem de kanunlarla kendisine verilen biçimsel görevleri yerine getiren kişi olarak ele almak gerekmektedir.
Vergi sorumlusu, gerçek mükellef olmamakla birlikte, gerçek mükelleflerle olan ilişkileri dolayısıyla vergi kanunlarının gösterdiği hallerde, verginin hesaplanarak kesilmesi ve vergi dairesine ödenmesi veya diğer bazı işlerin yapılması (defter tutma, beyanname verme vb.) mecburiyeti olan üçüncü kişilere denir.
sayfa 2