Yöneltme ve etkileme, örgüt üyelerinin planlara uyuşum içinde faaliyetlere girişimlerini uyarma çabalarını içerir. Bu uyarma, kişileri güdüleme ve onlara önderlik ederek örgütte geliştirilecek örgüt iklimi ile örgütsel ve yönetsel gelişme yolları aracılığıyla sağlanabilir.
1. Güdüleme: Güdüleme, örgütün ve bireylerin ihtiyaçlarını tatminle sonuçlanacak bir iş ortamı yaratarak bireyin harekete geçmesi için etkilenmesi ve isteklendirilmesi süreci diye tanımlanabilir. Örgütte kişiler işlerini etkili ve verimli bir biçimde başarmak için güdülenmelidir.
Güdüleme oldukça çeşitli insan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir süreçtir. Yöneticinin bu ihtiyaçları bilmesi, davranışları analiz edebilmesi ve bütün insanların benzer olmadıklarının bilincinde olması gerekir. Yöneticilerin aklında tutmaları gereken temel şey, her davranışın bir nedeni bulunduğudur. Bu nedenle bazı hareketleri anlamsız görüp aptalca saymaması gerekir. Modern yönetici, davranış doğuran güçleri anlamak zorundadır. Yöneticinin temel sorumluluklarından biri, kişileri harekete yönlendirecek etkili bir çalışma iklimi yaratmaktır. Böylece yönetici kişiyi güdülerken onların verimli ve örgütsel amaca katkısı olan bireyler olabilecekleri iş ortamını yaratmış olacaktır. Bu nedenle bir yöneticinin, önce kişilerin doğası hakkında bazı bilgilere sahip olması gerekir.
İnsan ihtiyaçları çeşitli yönlerden eleştirilmesine rağmen, oldukça kabul gören bir görüş Abraham Maslow’un insan ihtiyaçları hiyerarşisi kuramıdır. Buna göre, insan ihtiyaçları, hiyerarşik bir biçimde sıralanmıştır. Bu merdivenin en altında insan ihtiyaçları, fizyolojik ihtiyaçları vardır. Yaşama ihtiyaçları da denilen bu ihtiyaçlar; hava, su, yiyecek ve cinsellik gibi vücutça gerekli olanlardır. İnsan bunları çalışma yaşamında; ücret, yan ödeme ve iyi çalışma koşulları gibi araçlarla karşılayabilir. Bu tür ihtiyaçlar karşılandıktan sonra insan, yine temel sayılabilecek güvenlik ve güven duyma ihtiyacını tatmine yönelir. Tehlikelerden korunma, korku duymama, güvenlik içinde olma gibi bu tür ihtiyaçlar, işletmelerin sigorta ve emeklilik programları, iş güvencesi, emin ve sağlıklı çalışma koşullarına kavuşma, yetenekli ve uyuşum içinde iyi bir önderlik altında bulunma gibi önlemlerle tatmin edilmeye çalışılır. Söz konusu iki tür temel ihtiyacın yanında, ikinci derecede bazı ihtiyaçlarda bulunmaktadır. Başarı, tanınma ve saygınlık sahibi olmak gibi psikolojik ihtiyaçlarsa, yaptığı iş dolayısıyla takdir edilme, yükseltilme ve itibarlı bazı olanaklarla tatmine çalışılır. Son tür ihtiyaç ise, kişinin kendini gerçekleştirme ve yaratıcı yeteneklerini kullanabilme ihtiyacıdır. Yaratıcılık gerektiren çekici işlerde çalışma, kişisel gelişme ve yükselme olanaklarına sahip olma gibi olanaklar bu tür ihtiyacı karşılamanın örnekleridir.
Kişileri güdülemede işletmelerin elinde bulunan en güçlü silah paradır. Para, bir işletmeye yetenekli personeli çekmede ve onları daha zorlu çalışmada etkili olan bir araçtır. Çalışanların fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını tatmin edeceği gibi saygınlık simgesi de olabilir. Ancak çok önemli olmakla birlikte paranın önemi güdülemede sınırlıdır.
İşletmeler parayı iki biçimde kullanırlar: ilkinde başarılı kişileri ödüllendirmede, ikincisi ise ayırım yapmaksızın herkese o işletmenin mensubu olmak nedeniyle sistem ödülleri vermede kullanılır.
2. Önderlik: İşletmeler ne kadar kusursuz örgütlenirlerse örgütlensinler bir önderliğe ihtiyaç duyarlar. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Her şeyden önce işletmelerin, makinelerden farklı olarak, parçaları insanlardan oluşmuştur. Diğer yandan kuruluştaki örgütsel planlar, oldukça geneldir ve özellikle zamanın değişen koşulları içinde yetersiz kalırlar. Kaldı ki örgütlerde büyüme ve gelişme dinamiğini önceden planlamak mümkün değildir. Önderlikle yöneticilik iç içe girmiş kavramlardır. Ancak, önderlik yöneticinin yapması gereken işlevlerden biridir. Bu işlevi yerine getirmiyorsa, yine yöneticidir ama, önderlik yapamayan bir yöneticidir. Bir diğer deyişle, yöneticilik bir makamı elde bulundurmanın sağladığı bir hak ve bir yetkidir. Önderlik ise aşağıda belirtilen ve kişinin kendinden doğan bazı güçleri kullanabilme yeteneğidir. Önderlik bir makamın elde bulundurulmasını gerektirmez.