1. Perakendecilik Tanımı: Perakendecilik; mal ve hizmetlerin, bir işletme aracılığı ile azar azar son tüketiciye satılmasıdır. Rekabetin çok yoğun olarak yaşandığı bir alan olduğu için perakendeciliği pazarlama şemsiyesi altında değerlendirmek gerekir. Bu nedenle de bu sektörde kalitenin, ürün çeşidinin, fiyatın, ürünün satış yerinin ve sergileme şeklinin, güvenilir olmanın ve bütün bunların pazarlamasının doğru yapılmasının önemi çok büyüktür. Pazarlama en basit şekliyle firmanın hedeflerine ulaşmak için talebi etkilemeye çalışmasıdır. Perakendecilikte talebin artması, başarı ve hedeflere ulaşma anlamına geldiğine göre pazarlamanın doğru yapılması bir zorunluluktur.
Gelir vergisi kanununa göre perakende satış, satışı yapılan madde veya malzemenin aynen veya işlendikten sonra satışını yapan kimseler dışındakilere satılmasıdır. Burada kastedilen kişi müşteridir. O hâlde perakendeciliğin odak noktasında müşteri durmaktadır ve perakendecilikte esas olan müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmektir. Perakendecilik küçük esnaftan, holdinglere kadar her türlü kişi veya kuruluş tarafından yapılabilen bir meslek dalıdır ve tüm sektörlerde çalışma alanı bulabilmektedir.
2. Perakendeciliğin Tarihçesi: Kişilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve daha iyi yaşayabilmeleri için birtakım ihtiyaçları vardır. İhtiyaç; giderilmediği zaman mutsuzluk veren, giderilebilmesi için çaba harcanması ve bedel ödenmesi gereken, giderildiği zaman da mutluluk veren duygudur. Bazı ihtiyaçlar vardır ki, yaşamak için zorunludur. Örneğin, yemek, barınmak, ısınmak gibi.
Bunun yanında, daha rahat yaşamayı sağlayacak lüks ihtiyaçlar olabileceği gibi, televizyon, kitap, bilgisayar gibi kültürel ihtiyaçlar da olabilir. İhtiyaçların giderilebilmesi, çeşitli ürünler ve hizmetlerle sağlanır. Bunun için de bu ürün ve hizmetlerin gerektiği kadar, yani küçük parçalar hâlinde satın alınması gerekir.
İnsanlar ilkçağlardan itibaren ihtiyaçları için her türlü çabayı harcamış ve bu uğurda canlarını dahi ortaya koymuşlardır. İlk insanların vahşi hayvanları avlayıp, ihtiyaçlarını gidermek için kullanmaları gibi. İşte bu noktada perakendecilikten bahsetmeye başlayabilir ve perakendeciliğin daha ilkçağlardan itibaren takas yolu ile başladığını söyleyebiliriz. Paranın bulunması ve bir mübadele (değişim) aracı olarak kullanılmaya başlamasından sonra ise alışveriş daha farklı bir anlam kazanmaya başlamıştır. Artık alışverişlerde para kullanılmaya başlanmıştır.
Uzun yıllar perakendeciler imalatçıların gölgesinde ikinci planda kalmışlar ve onların isteğine boyun eğmişlerdir. Geçen zaman içinde tüketicilerin eğilimlerinde meydana gelen köklü değişikliklere bağlı olarak daha yavaş da olsa perakendecilik sektöründe de önemli değişiklikler yaşanmıştır. Üreticiler, kendi mamullerini satacak perakendecilerin pazarda güçlenmesini ister hâle gelmişlerdir.
Perakendeciliğin Avrupa’da en yaygın ve başarılı olduğu ülkeler Almanya ve İngiltere’dir. Bu ülkelerde perakendecilik sektörünün satış cirosu Yunanistan veya Portekiz’in sekiz katı, Avrupa ortalamasının iki katı kadardır. Genel olarak Avrupa pazarında küçük perakendecilik giderek azalmaktadır. Bunun yanında hipermarketler, zincir marketler gibi büyük perakendeciler arasında yoğun bir rekabet bulunmaktadır.
3. Perakendeciliğin Önemi: Üretilen her türlü mal ve hizmetin son tüketiciye ulaşmasını sağlayan kişi ya da kurum perakendeci sayılır. Her türlü mal ve hizmetten bahsedildiğine göre, tüm sektörlerde perakendeciliğin rolünün olması gerekir. Bu durum da perakende satışın önemini ve istihdam alanının genişliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Perakende mağazalarının esas amacı, nihai tüketim malları satarak kazanç sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirirken perakendeciler müşterilerine önemli faydalar sağlarlar. Bir mağaza kurulduktan sonra bulunduğu yeri bir cazibe merkezi olarak değiştirir. Bunun için bulunduğu coğrafi konumda sunduğu mal ve hizmetlerin ulaşabileceği potansiyel müşterileri düşünerek hareket eder. Ekonomik ya da coğrafi şartlarla her mağazanın etkisi altına aldığı nüfusun yaşadığı alan onun ticaret alanını oluşturur. Değişik kaynaklardan aldıkları birçok kalem malı, riskini de üstlenerek ve depolayarak ticaret alanları içinde kalan müşterilerine satış hizmeti sunarlar. Bu sırada müşterilerine zaman, mekân, biçim ve mülkiyet sağlayan eylemlerde bulunarak insan ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar.
Mülkiyet faydası, perakendecinin mal ve hizmeti müşterinin satın almasına hazır olarak elinde tutmasıdır. Bir anlamda mülkiyet faydası değiş tokuşu kolaylaştırmaktır. Zaman faydası, perakendecinin mal ve hizmeti müşterinin istediği zamanda sunmasını, biçim faydası müşterinin istediği ambalaj ve boyutlar da alabilmesini ifade ederken, mekân faydası müşterinin istediği yerden fazla uzaklaşmadan istediği mal ve hizmeti satın alabilme isteğinin karşılaması olarak belirtilebilir.
Günümüzde sadece imalatçıların ürünlerini alıp çeşitli pazarlama faaliyetleri ile tüketicilere tanıtan ve sunan perakendeci yapısı değişmiş ve perakendecinin sattığı ürün ve hizmete yüklediği katma değer giderek artmıştır. Müşteri tatmini, imaj yaratma, hizmet kalitesi gibi müşteri yönelimli perakendecilik ön plana çıkmaya başlamıştır. Modern perakendeciler; iyi yetişmiş eğitimli personel, büyük ölçekli işletmeler, alışverişlerde mağaza yönetimine ve müşterilere sağlanan kolaylıklar, müşterilere gösterilen ilgi, profesyonel ve örgütlenmiş yönetim, ürün çeşidi ve kaliteye önem vermeye başlamıştır. Perakendeciliğin en önemli unsuru olan satış elemanı da daha verimli olabilmek için; satış, problem çözme, iletişim yöntemi gibi üründen faklı eğitimler almalıdır. Perakendecilik alanında, başarı sadık müşteri kazanmaya bağlı olduğuna ve sadık müşteri de ancak sadık çalışanla sağlanabileceğine göre firmalar kariyer planlama ve prim sistemi ile ilgili personel stratejileri uygulamalıdır. Teknolojinin öneminin zamanla artmasıyla birlikte, daha fazla müşteri odaklı olabilmek amacıyla perakendeciler işe alım ve insan kaynaklarının veriminin artırılmasında daha yaratıcı olmak zorunda kalacaklardır.
Perakendeciler; üreticiler ile müşteriler arasındaki iletişimi sağlayan aracılardır. Bu nedenle, perakendecilerin müşterileri ve tüketim biçimleri konusunda daha fazla araştırma yapmaları gerekmektedir. Bilgiye ve araştırmaya daha fazla önem verilmesi sonucunda, müşterinin alışveriş bilgilerine kolayca ulaşmayı sağlayan yeni projeler uygulanmaya başlanmıştır. Bu projeler üreticilerle olan ilişkileri de belirlemektedir. İlişkisel pazarlama veya daha önceden öğrendiğiniz şekliyle müşteri odaklılık, müşteri ilişkileri yönetimi(CRM) kavramının da yaygınlaşmasıyla birlikte pazarlama uzmanları müşteriler ve üreticilerle ayrı ayrı ilgilenmeye başlayacaklardır. İlişkisel pazarlamada firmaların yapması gereken müşteri ilişkileri yönetimine önem vererek; değişik ve yaratıcı pazarlama yöntemleri bulmak, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını öğrenmek, tüketicilerin ihtiyaçlarını ve ilgilendikleri alanları belirlemek ve eldeki verileri sürekli yenilemektir. Perakendecilik günümüzde gerek dünyada, gerekse Türkiye’de en büyük hizmet sektörüdür.